NERDEN BASLASAM, nasil anlatsam...


    Bu virusleri yaratanlari, virusler kovalasin insallah...Ah nasil bilgisayarsiz biraktilar beni gunlerdir, sadece kacamak yapip okulda arada mailime bakmaya girmek disinda teknolojiden uzak gunler gecirdim onlar yuzunden.Neyse ki tanrinin sansli kuluymusum ve gelme ihtimali olmayan bilgisayar muhendisi kuzen haftaicinden geldi.Ah ben gece karalari baglarken sabah onun geldigini bilmek beni nasil rahatlatti bilemezsiniz.Aslinda biryandan da uzuldum, tam kocacigi bu laptop yerine bana su minik beyaz apple almasi icin kandirma planlari yapiyordum :)) Neyse yine de tanri laptop imi bu hain viruslerin serrinden korusun. Kocacik alacagi varsa, alir zaten...Of ya ne de yazdim, ee tabi bu blogun en iyi takipcilerinden biri de kocacik, ona bu yolla mesajimi iletmis bulunuyorum :)))
Yine de iyi ki gelmis bu kuzen cunku 2 gun once de arabanin farlarini acik unuttugum icin akuyu yemisim, onu da o sarj etti...Anlayacaginiz hizir gibi yetisti bu hafta imdadima.
     Buarada neler yaptin derseniz de, yogun bir hafta oldu. Okula basladim, kayitti, kitapti - defterdi derken dersler,sinavlar coktan basladi bile. Hergun sabah 9 aksam 3 okuldayim. Yalniz cok sasirdim, sanki cok ders yaptik yoruldukta bizi hemen Cuma gunu Hollywood Studio larina goturduler. Yani biraz erken oldu sanki :)) Bu parklarin en kucugu ve cocuksusu oldugu icin cok atraksiyon yoktu ama yine de eglendik. Ancak basima geleni bir bilseniz, fotograf makinamin daha ilk 5 dakika da sarji bitti :((( Kocacik sana soyluyorum ; bunun da yenisini almak lazim bilgine :)) Neyse artik herkes cekiyordu zaten bol bol onlar vericeklere benimkileri.Onun disinda hava coooookkk soguktu ben de yazdan kalma birgun gibi giyinmistim ve malum simdi hasta yatak dosek yatiyorum...
     Bugun, The Blind Side adli filmi izleme sansim oldu, hem de daha once hic denemedigim bir yontemle izledim.Dun bir arkadasim online yeni filmeleri izleyebilecegim bir adres verdi ve denedim. Ben bayildim bu ise ozellikle bugun hic disari cikip cd almaya gidecek halim yoktu isabet oldu... Izlemek isterseniz buraya bir TIK Yanliz filmler orjinal yani Ingilizce bilginize...
Filmi ise herkese tavsiye ederim cok begendim, drama ve duygusal filmleri seviyorsaniz kacirmayin...
     Eh benden simdilik bu kadar, benim icin soyle ailenizle ya da sevdiklerinizle sahane bir PAZAR KAHVALTISI yapin olur mu...

Sevgiler

Atlanta Gezisine Hazir misiniz???

      O halde, Atlanta gezisine hazir misiniz??? (Bu hazirmisiniz muhabbetinde de hep aklima Cem Yilmaz esprisi gelir HAZIRIZ :))) )

     Atlanta, Georgia eyaletinin baskenti olup agirlikli zencilerin yasadigi bir Abd sehridir...Bizim bu kisa sureli Atlanta seyahatimizde, ozellikle gormeyi tercih ettigimiz yerler ; Cnn'nin genel merkezi, Coca Cola fabrikasi - muzesi ve dunyanin en buyuk kapali akvaryumu Georgia Aquarium oldu.

1.Akvaryum dehset guzeldi, yuzlerce fotograf var cektigimiz
2.Cnn'nin genel merkezinde fotograf cekmek yasak neyazik ki, ancak birkac kare cekebildim.
3.Coca Cola gezisi cok keyifliydi, benim cok aram olmamasina ragmen tester bolumunde hemen hemen her ulkenin sahip oldugu farkli coca colalari tattim, tabi sonrasi malumunuz siddetli karin agrisi nevarsa hepsini tatacak, basim goge erdi sanki :))))Kutup ayisini da alip eve goturesim geldi, birde siselere bayildim, evime dekor yapasim var...

IMG_1882






















IMG_1883






















IMG_1946






















IMG_1952





















Deniz analarini nasil bilirdiniz :))
IMG_1899






















IMG_1992






















Sicaklarda en iyi cozum ...
IMG_2006_1IMG_1984





















Cnn'den canli yayin...
IMG_2000



























IMG_2022


























IMG_2015

IMG_2013
IMG_1892

Hergun Diyorum da Neoluyor Sanki !

     Kime, ne mi diyorum...Simdi baskalarina akil vermeye gelince offf circir bocegi gibi hic susmam hatta o an onun yerine coktan gecmisimdir o ani yasiyorumdur bile...Bu derece olan bendeniz, kendine gelince nedense soz geciremiyor..Dinlemiyor ki icim beni...Disim soyluyor, icim tinlamiyor...Ben mutluluklar icin yaratilip, huzunlenmek icin yasamayi sevenlerdenim galiba anladim artik...Delimiyim neyim anlamiyorum ki, herseyden uzulecek birsey cikarir mi insan...
     Aslinda ben boyle degildim, sonradan varoldum...Nasil mi kocacikla hasret cekeceke...O yillarca Abd da okurken, ben de Tr'de calisiyordum...Ne olduysa o zaman oldu...Cunku, ortalikta sahte mi gercek mi oldugunu benim bile anlayamadigim bir dunya yarattim kendime...Cok mutlu olan sonra bir anda kendini deli gibi aglarken karamsarliklar dunyasinda bulan ben...Nasil bukadar cabuk evrim gecirebildigime ben bile sasakaliyordum....
Sevmiyorum iste; ne kimsenin enerjisini almayi ne de kimseye negatif enerji yaymayi....
     Simdi niye mi yazdim ben bunlari tabiki de kendime tekrar pozitif enerjiyi hatirlatmak icin :)))) tabi sizlere de...
Hep mutlu olalim hep gulelim, cok az aglayalim tabi ama icimize atmayalim sonrasi malum artik biliyorsunuz neoluyor...
     Simdi sizde soyle kocaman bir gulumseyin hatta yaninizda sevdiginiz birileri varsa kocaman sarilin, oh be dunya varmis bak sarilabilecegim birileri var yanimda ne sansliyim deyip bir kez daha mutlu olun su hayatta...
Ben yanlizim ya simdi, o yuzden siz benim yerime de mumkunse 2 kere yapin olur mu ...
Oh beeeee dunya varmis iyi ki yaptiniz benim icinde :)))
Yoksa yapmadiniz mi eh caniniz sagolsun, tabi canim, simdi bir acemi blogger dedi diye yapilir mi boyle birsey, zindan edin hayati kendinize varsin gitsin...

Yastik Almaya Cikmistim da :)

     Allah sizi inandirsin ki sadece yastik almaya cikmistim...Ama yastik satilan yerde boyle seyler de satilirsa benim sucum ne simdi, burda yok ki oyle sadece yastikci :))) (varsa da ben bilmeyim zaten :P)
Daha once de bahsetmistim benim burada ki ucuzcu magazalarim Ross ve Tj maxx'ten...Bunlar boyle ne ararsaniz bulabileceginiz, markalarin outleti gibi biryer, ama oyle tencere tavadan giyime kadar hersey var...Ben de kac gundur uyku problemi cekiyorum, zaten aklimdaydi da gelince soyle adam akilli saglikli boyun yastiklarindan alayim diye, biliyorsunuz nerde nasil yastiklarda yattigimiz belli olmuyor bizim birgun orda birgun burda...Gittim hemen Ross'a yastik bakarken tabi gozumu giyim kusam bolumunden alamiyordum...Nihayetinde eve 2 yastik ve resimde gordugunuz saatler, ayakkabi ve ceketi alarak dondum gercekten iyi tuttum kendimi sadece bunlari aldim ne de olsa benim Charlotte kuralim var ...Hatirladiniz dimi Charlotte Kuralini ee birdaha animsamak isterseniz buraya tik tik...



Babetler Dollhouse shoes $ 15

Bu iki saati de aslinda Peru'ya en son donerken gozume kestirmistim ama oralarda hicbirsey takip takistiramadigim icin o zaman kalsin demistim sonra bakarim diye...Iyi ki de oyle yapmisim cunku Lacoste olan yari fiyatina dusmus..Tomm Hilfiger kirmizi saat $42, Lacoste yesil-beyaz saat $ 40
Ceketim alisverisimin en ucuz parcasi :))) Cunku clearence bolumunden aldim $6 cik ..
Rengine bayildim, hos bukadar ucuzken rengine bayilmasaydim da alirdim kesin:))

Merak etmeyin aldim yastiklari da bakalim hangisinden memnun kalicam

Buarada yastik almaya cikip, yastiklarin yaninda boyle seylerle gelen baska birileri var mi orada :)))

Casino Maceramiz

     Bu PERU fakir makir ama masallah turistleri yolmak icin her adimbasi Casinolari var...Eh biz de gitmesek olmazdi tabi simdi oraya kadar gitmissin sansini denemeden donersen ayip olur, hatri kalir :)) Benim hic bu taraklarda sansim yoktur, ne de olsa askta kazandim ... Ama benim kocacik hic fena degildir, hatta sadece  o olsa iyi ailecek oyleler bu konuda masallah... Neyse iyi hos gittik iste birkac kere, kazandik mi kaybettik mi tartismali cunku kocaciga gore yedigimiz ictigimize sayarsak kazandik malum casinolarda yeme icme bedava...Yani diyor ki kocacik; ictigin ickileri disari gidip icsen kac katini vericeksin, eee bir de egleniyorsun daha ne istiyorsun...Adamlar o kadar organizeki musterilerini evden alma servisleri bile var...Yine de tehlikeli isler bunlar, bagimli olma ihtimalin iradesiz biriysen cok yuksek...
     Neyse bukadar on bilgi yeter sanirim, asil konumuza gelelim...Birgun iste yine casinodayiz, herzamanki gibi gectim makinanin basina oynuyorum.Buarada oyundan para kazandikca cekilis bileti kazaniyorsun, hostes cagirip isim yazdiriyorsun, biz de esimin ismi kolay diye onun adina yazdiriyorduk, yanimda oturan adamin dikkatini cekti ve bir arkadasini cagirdi beni tanistirmak icin...Neoluyoruz derken adam geldi, iste bu ismin dedesinin dedesinde de oldugunu vs anlatiyor...Bunu cagiran adam da Almanmis, ee iyi filan dedim ben de yalniz bu benim degil esimin ismi dedim...O kadar konusmadan sonra, adam bana nerelisiniz diye sordu ve o an olanlar oldu...Turkuz dedim, bir baktim adam bana Turkce'' ya sen Turkmusun diyor '':)))))))) Yok oyle yapiyorum, degilim aslinda:))) Neyse saskinliktan tabi insan boyle durumlarda nediyecegini bilemiyor...Malum allahin Perusunda nerden aklina gelsin bir Turkle karsilasacagi hem de casinoda...Neyse adamin konumunu durumunu anlatmam cok etik olmaz diye dusunuyorum aslinda anlatmamak icin zor tutuyorum kendimi bazi insanlarin bazi gercekleri gormesi icin iyi bir ornek ama biz de kalsin...Boyle komik bir karsilasma yasadik iste, yani Turkun Turku buldugu yere bakarmisiniz, 40 yil dusunsem aklima gelmezdi....
     Zaten Peru'da karsilastigimiz bu 3.Turk'tu.Ilk Turk karsilasmamiz daha komikti aslinda cunku bir unluydu kendisi...Benim kocacigin kuzeni Tr'nin taninmis simalarindan ama is dunyasinda oyle sanat camiasinda degil, ama sevgilisi o camiadan ... Velhasil biz bunlarla bulusmaya gittik tatile geldiklerinde, tabi biz bilmiyoruz sevgilisinin kim oldugunu o gun tanistik. Yahu tanistik ama benim icim icimi yiyor acaba acaba diye gelgor ki soramiyorsun simdi ayip olmasin hadi o degilse diye...Ama sonra kendi isinden filan bahsedince, dayanamadim soyledim, heheh evet kendisiymis... Ay allahim bu gazeteler tvler insani ne garip gosteriyormus, o kadin o kadin degil sanki nasil daha guzel gercekte...Himmm simdi ismini merak ettiniz biliyorum ama yine dogru olmayacagini dusundugumden uzgunummmm :((((

Herkese BOL SANSLAR ...

Charlotte Kurali


     Dusundum de, evlendikten sonra bu kurala uymak icin nekadar cok caba sarfediyorum...Aslinda bu benim istegimle degil de biraz zorunluluktan oluyor...Nasil mi??
     Hemen anlatayim o halde, az cok artik biliyorsunuz benim yasam seklimi, kocacigin isi dolayisi ile ordan oraya gidip geliyoruz.Bu da demek oluyor ki biz aslinda valizlerde yasiyoruz...Dugun zamani annecigimin istegi uzerine esyalarimi derleyip topladim iyice...Verilecekleri verdim, yillarca giyinebileceklerimi sakladim, cok para verip baskasina vermeye-atmaya-satmaya kiyamadiklarimi iyice sakladim:)), bir de yanimda getirebilecegim 46 kiloyu ayikladim...46 kilo kulaginizda, gozunuzde cok buyumesin, zaten bir valiz yiyecek getiriyorum gelirken, kaliyor 23 kilo, ona da 2-3 ayakkabi, yazlik kislik birkac parca, bakim urunlerin vs derken doldu mu limitin..Bu durumda Tr'de biraktiklarima nasil icim gidiyor bir bilseniz, daha uzerime hic takmadigim bir suru sey, en cokta ayakkabilarim-cizmelerim cunku itiraf ediyorum ayakkabi ve canta benim vazgecilmezim...Hep suna inanirim; ne giyinirsen giyin ayakkabin ve cantan nekadar alimliysa sen de o kadar alimlisindir...Ne yapim bu da benim takintim iste...Simdi tam bu nokta da Charlotte Kurali devreye giriyor...Ne oldu benim saplantim gecti mi yok gecmedi ama eskisi gibi her begendigim cifti almak yerine herseyle kombin edebilecegim bir duz, bir topuklu, bir bot, bir cizme aliyorum ve eskitene kadar onlari giyiniyorum sonra yenilerini aliyorum.Kiyafet konusunda da eskiden hemen atladigim seylere simdilerde aman ya dursun simdi alsam nasil yanimda goturucem evde nereye kaldiricam deyip almiyorum..Aldigimda da hevesimi alana kadar giyinip ortadan kaldiriyorum.Zaten butun esyalarim valizlerde ve kutularda oldugundan bir daha araki bulasin...Inanin bilmiyorum neyim var neyim yok...Herseylerim heryerde bir duzenim yok anlayacaginiz...
Valiz hazirlamaktan da artik yorgun dustugum icin birseyleri yerlestirirken, aman bu da olmayi versin olmem ya deyip almiyorum yanima...Zaten o agirliklari tasima faslini anlatmistim onceki yazilarimda...
     Daha basit yasamayi ogreniyorum yavas yavas..Zaten hep imreniyorum bu yolculuklarda sirtlarina cantalarini takip sadece o kadarla gunlerce seyahat edenlere...Onlar kadar olamam biliyorum (hijyen ruhum sagolsun) ama eski halimin yarisi oldum bile :))) Hos Turkiye'ye donup, soyle genis giyinme odali bir evim olunca, devam edecegime soz veremeyebilirim:))
Bu sebeple,
Charlotte Kuralini Turkiye'de hayata gecirebilenlere kocaman bir alkis lutfen :)

Bir de bilmeyenlere buyurun Charlotte Kurali ;

Mina Urgan demiş ki;

"Ben sahip olduklarımın tadını çıkarmayı öğrendim hayatta. Sahip olamadıklarımın ve olamayacaklarımın acısına ise ayıracak zamanım yok.
Hayat çok kısa."
çok DA doğru demiş... ...
Daha çok şeye ihtiyaç duymak değil, varolanla yetinebilmeyi başarabilmektir önemli olan...
Charlotte kuralı
Charlotte, Paris'te yaşayan çok güzel bir kızdır. O kadar güzeldir ki, sarı saçları şelaleler gibi omuzlarından kollarına dökülür.
Boyu upuzun, bacakları upuzundur. Bir reklam ajansında, müşteri temsilcisi olarak çalışır. İyi para kazanır. Ailesi çok varlıklıdır hatta. Geçen yaz, Güney Fransa'daki malikánelerini, Brad Pitt-Angelina Jolie çiftine kiralamışlardı. Hatta, "Geldiğimizde evde, hizmetlilerden başka kimse olmasın" diye tembihlemelerine rağmen, Charlotte gidişini muzipçe geciktirmiş ve bu meşhur çiftle tanışmıştı. Bense Charlotte'u geçen hafta Paris'te tanıdım. Şu Ana kadar, fütursuz bir roman girişi gibi gelişen bu bilgileri almanız, kuralı sorgulamamanız açısından önemli.
Paris'te, bir arkadaşım beni Charlotte'un evine davet etti. Bilirsiniz, insanlar birbirlerinin hayatını merak eder, fark etmeden ve ettirmeden incelerler. Hatta benim en sevdiğim şeylerden biri, sokakta, perdeleri sonuna kadar açık evlere ve orada yaşananlara şahit olmaktır. İnsanın içi, insanlığa ısınır. Dersin ki, "Oh... Üç aşağı beş yukarı aynı şeyler işte!" Ben de, böyle gözlerle incelemeye başladım biraz önce tanıdığım bu güzel Fransız kızın hayatını. Herkesin evinden yola çıkıp, kendisine varmak mümkün.
Fakat bu evde bir tuhaflık vardı. Her şeyden çok AZ vardı bu evde. Gerektiği kadar. Mesela, bir şampuan bir sabun. Küvetin kenarında öyle yalnız başlarına... (Birbirleriyle uzun zamandır konuşmadıklarına eminim.) Minnacık bir dolap. İçinde birkaç elbise kazak. Altı yedi ayakkabı. İki DVD. Beş cd. Ipod. Dört bardak, birkaç tabak. Birkaç mum. En fazla on tane kitap. Hiç ruj yok! Çantasındaymış. Zaten lipstick o DA... Hayatta bazen, birleştirdiğin kalıpların tamamen dışı bileşimler olur DA, şaşakalırsın ya. Başa dönersin ya. Bir yerde bir hesaba, olmazsa olmaz diye eklediğin bir kalem birdenbire, tek bir örnekle, kendini siler ya. Öyle oldu bana. Gözlerindeki silik eyeliner dışında, süsü de yok bu kızın. Peki bu kız nasıl böyle kız oldu? Nasıl böyle Sade kaldı? Kadın oldu? Dışarıda bu kadar AZ şeyle, içi çok oldu? Anlayamadım. Çözemedim. Ona zaten banyosunu gördükten sonra, "miss simplicity" adını takmıştım hemen. Bayan Sadelik. Beni şaşırtan şey, aynı zamanda modellik yapacak kadar güzel ve havalı, aynı zamanda varlıklı bir kızın bu hayat seçimi. Olağanüstü... Kendi hayatım, arı kovanı gibi başımda vızıldamaya başladı. Paris sokaklarında beni takip edip durdu bu arılar. Tek çöp bir şey alamadım. Hep sordum: buna gerçekten ihtiyacım var mı? Buna benzer, aynı işi gören bir şeyim var mı?... Koca koca alışveriş merkezleri, bizi kandırmak için birbirleriyle iddiaya girmiş ahtapotlar gibi gelmeye başladı. Kaçtım, kaçtım, saklandım. Sahip olduklarımın, yarısından fazlasına ihtiyacım yoktu. Hayatı ağırlaştıran şey, seçim çokluğu. Az şey kadar güzeli yok. Gereği yok. Sonumuz belli. Banyoda bütün ürünler, dopdolu şişelerle birbirlerini köpürtürken, hiç giymediğimiz kazaklar lüzumsuzca dizilmiş t-shirt'lere dolapta el şakası yaparken, hiç açılmamış kitaplar kendi kendilerine konuşurken... Biz orada olmayacağız. Üstelik onlar DA, boşu boşuna bizden başka kimsenin olmamış olacak.
Anladınız değil MI Charlotte kuralını.

Yine bir UCUS yine bir AKSIYON

     Kac gundur anlatacam, anlatamadim birturlu...

     Oglen evden 1 de ayrildim ve burada eve girdigimde saat gece 2 yi geciyordu...Bu uzun yolculugun ardindan ucak indiginde oh tamam geldim sagsalim derken, immigrationda olanlar oldu ...

     Itinayle butun cinslikler beni buluyor bu yolculuklarda, hangi macerami anlatacagimi sasirdim neyse 5 gun once yasadigim aynen soyleydi : yahu kardesim diyorum ben hemen hemen her ay girip cikiyorum ulkenize simdi mi akliniza geldi bilmem ne numarasi( halen neoldugunu anlayabilmis degilim:)) )...Evet lazimmis, bu vizeyi ben evde oturup basmadim ya siz verdiniz, yazsaydiniz o zaman dimi ama ...Yok isguzarlik yapacak ya aldi beni odaya siz oturun surda biz bulacagiz dedi...Eeee disarda arkadasim bekliyor beni almak icin yazik simdi merak edicek, cunku Abd'da vize kontrolunden gecmeden telefon acmak konusmak yasak o bolgede...Ha simdi ha birazdan derken oldu mu 1 saat, ama herkesler gitti koca ucaktan bir ben kaldim. Halbuki kosa kosa geldim ucaktan,sirf o hengameye kalmayim diye ama neoldu 'first in last out'...Isin kotu tarafi beni oturttuklari yer supheli diye tanimladiklari kisileri aldiklari yer ve camekanli, herkes goruyor...Dedim allah rezil oldum ucaktakilere, sagimda solumda oturan herkes once bana bakis atti sonra gitti...Simdi demislerdir ki , bak sen, cokta cici birseydi ama goruntuye aldanmamak lazimmis :))))
Velhasil 1 saat sonra beni tekrar cagirdilar ve beklettikleri icin ozur dileyip damgami bastilar...

     Yazik, ciktigimda arkadasim uykusuzluktan oluyordu artik, done done bir hal olmus havaalaninda, haliyle anlayamamista neoldu herkesler cikiyor, ben neredeyim diye, tabi 11.30 indik 1.30 tu havaalanindan ciktim...

     Birdaha dedim kocaciksiz ucmayacagim ben, yeter artik, zaten koca valizleri tasimaktan da nefret ediyorum, bir de ustune boyle aksiyonlar yasayinca fenalik geciriyorum...

     Hazir valizlerden bahsetmisken, ulkemin gozunu seveyim, cagir birini ver bahsisi indirsin kaldirsin sana valizlerini...Burada nereeeedddeeee....Yahu boyle birsey olamaz, simdi ilk vize kontrolunden sonra 23kg luk 2 adet valizimi aliyorum koyuyorum arabaya, sonra hooppp gumruk hadi indir, x-ray cihazina koy, sonra onlari al tekrar arabaya koy...Tamam diyorsunuz bundan sonra bidaha indir kaldir niye...Yok canim oyle degil, hadi diyorlar suraya koy, sen metroya biniceksin, biz bunlari senin cikacagin yere verecegiz...Yahu bir allahin kuluda yardim etsin onlari indir koyda yok ama hepsi patron bunlarin....Sonra hadi tekrar valizlerinin cikmasini bekliyorsun tabi buarada metroya ulasmak icin bir tamtakir dokulup kontrolden geciyorsun yine...Laptop'inda oyle egribugru koymuyacaksin sepete uzanik vaziyette olacak:))) Ya ben cildirmisim zaten, adam gelmis boyle koyamazsiniz diyor, duzeltin, ya sanane bilgisayar benim istedigim gibi koyarim, sanki yamuk koyunca goremicen mi bisey var mi yok mu ....Tabi buarada bir de carry on ve sirt cantanizi indir kaldir yapiyorsunuz, ee birde ayakkabi cikar, ceketi cikar, saati cikar, sac bandini cikar, sonra bunlari geri al yerlestir cabasi...Valizleri almak icin kosturup metroya yetisiyorsun ve tekrar bir hamle daha valizleri arabaya yerlestiriyorsun ve disari cikiyorsun....Hadi artik bir el atta otomobil olan arabaya yerlestirelim kardes :)))
Cin iskencesi degil de nedir bu, biri bana soylesin...

     Ama ahdim var bir kere kendimi tasicam sadece, alicam elime kokos bir carry on, hani yolculuk havasi olsun diye yoksa ici bos olucak, gidicem biryerlere :)))Hos ben bunu nezaman soylesem kimse inanamiyor benim oyle bir yolculuk yapabilecegime ve katila katila guluyorlar...Gercekten yapamazmiyim, tabi birgunluk yolculuga bile herseyini yaninda goturursen, inanamazlar...

Yeni bir ucusta yeni bir aksiyonla tekrar karsilasmamak umuduyla gokyuzunden sevgilerrrrrrr ...
  

Bitti mi sonun da???

     Su kirmizilarin, kalplerin heryeri susledigi, sevgilisi olanlari cok mutlu eden, olmayanlarin icini acitan, kimisinin olupta boyle birgun de ailesel mevzulardan birlikte olamadigi bu sebeple ya birgun once ya birgun sonra kutladigi muazzam 14 Subat Sevgililer Gunu bitti mi sonunda ??? Bu saatte Turkiye'de biteli tam 27 dakika olmus, ama neyazik ki burada halen devammm daha 5 bucuk saat var :)) Eh ben de dun geceden beri yasiyorum haliyle bugunu nasil mi ask filmi izleyerek :))) Eee kocacik yok ama maksat gunun hatrina birseyler yapmak ... 2 ask filmi izlendi, cok mu begenildi yoooo ama guzel kareler vardi ve ogrettigi seyler oldu tabi...

Ghosts of girlfriends past (Iste ask mesk mevzulari ama seviyorum ben bu Jennifer Garner ile Matthew McConaughey' i seviyorum...Birkac sahnesin de cok guldum onun disinda offf aman allahim dedigim birsey yoktu)

Love Happens (Bu da oyle aman aman bir film degildi ama duymadigim zaten kullanilmayan 3 yeni kelime ogrendim ; sesquipedalian, poppysmic, quidnunc hos benim de pek kullanacagimi sanmiyorum:), ayrica nargile sahnesini tuttum, bir de sakiz yapistirma duvari boohh ama cok renkli gorunuyordu:)), son olarakta gerceklerden kacmak degil yuzlesmek gerekiyormus iste bunlari da ogrenmis bulunuyorum)

 

14 Subat'a ozel MIAMI BEACH

     14 Subat Sevgililer Gunun'de gitmedik ama gecen yazdan kareler bunlar...Boyle birgun de gonul isterdi ki size asiklar sehrinin resimlerini ekleyim ama bu birkac Miami resmiyle idare ediniz artik :) Tadini cikarin belli mi olur belki bir dahaki 14 Subat Sevgililer Gunun'de Miami'de olursunuz ...Hos kisin pek tadi tuzu olmuyor ama olsun yine de Miami iste yazi kisi mi olurmus gitmenin :)     Biliyorum bazilari icin bugun cok anlamli bazilari icinse tam tersi hicbir onemi yok....Ben ikinci gruptayim ama bazi insanlara bazi seyleri hatirlatmak ya da sebep olmak icin iyi bir fikir olduguna inaniyorum.Buarada ben ve kocacik icin nekadar onemsiz oldugunu soyle anlatabilirim size, 9 senedir beraberiz sadece 1 kere birlikte gecirdik bugunu...Ilk yillar yeni sevgili olmanin verdigi hislerle arzu ettim tabi birlikte olmayi ama hicbirzaman tek bir gunle sinirlamadik sevgimizi...Bilmem anlatabildim mi:)))

Not 1: Bu fotolarin cekildigi Miami tatilimizde otelden ve sudan cikmadigimizdan, plajda cok cizzzli fotomuz olmus, o yuzden sadece otelimizden, cevresinden ve gece aleminden fotolar ekleyebildim.Son 2 foto ise Fourt Lauderdale sehrinden, Miami'den yaklasik 1 saat once ayni tarzda plajlariyla meshur bir sehir...

Not 2: En kisa zamanda da gercek Miami turuna hazir olun bu sayilmaz biliyorum...Onceki tatilimizin fotolarini bulur bulmaz eklicem...

Sevgiliyle ya da sevgilisiz bu guzel gun de ve hergun sevgi dolu gunleriniz olsun ...Kalbinizdeki heyecan hic bitmesin...







Adamin Boynundakine dikkat...Boyle tipler o kadar cok var ki...Ay resmi cekerken bile korkudan olmustum:)

Oyle Tr'deki gibi filan cok katli oteller yok buralarda daha cok boyle az katli apartman havasindalar...
Bizimkiler gibi cok suslu ve kokos da degiller mesela bu Sheraton Miami Beach'ti hic akliniza gelir mi boyle bir markanin bukadar sade goruntusu...





Bloglarin Gucu Adina

    
     Ben bir acemi bloggerim ya simdi, ay merak ediyorum ben de istiyorum mesela istatistik gormeyi vs:)) aman yok bir de okumus etmis adam olacam tuh bana vallahide billahide beceremedim heralde, birkac seyi denedim ama calisirmi calismazmi bilemem...Ama linkwithin olayini yapmis bulunuyorum vatana millete hayirli olsun...Mesela background ile oynayim diyorum ama naasil korkuyorum birsuru seyi kaybederim diye ilk blogu acarken kim neyap diye yazmissa yapmistim html olarak...Aman ne zor ismis yahu, arastirmaciyimdir ama bu blog bilgileri konusunda daha 40 firin ekmek yemem lazim...Bir de benim bu mukemmelliyetcilik problemim var ya oldurecek beni, taktim mi takiyorum, illa yapicam ogrenicem, pes et kardesim ne var ki yani blogunda istatistik olsa neolur olmasa zaten herhangi bir maddi cikarin yok bu isten, maksat rahatlamak, paylasmak degil mi yok ama saplantilarin burada da buldu seni hadi cik isin icinden de gorelim...
Ay yazarken bile nasil gicik olmusum tekrar anladim :))))

Boyle Havalarda En Guzel Ne Yapilir

     Nerden geldi bu memlekete bu soguk anlamadim ki...Sen tut guzelim yazi birak Peru'da, kalk gel buralara ve seni buzzzzzzzzzzz havali yagmur karsilasin...Ay kafami uzatamiyorum disari 3 gundur desem de mecburiyetten bir iki ciktim sonra zor attim kendimi eve...Ehh boyle havalarda en guzel ne yapilir bilirsiniz; gunduzleri pencereden sicacik cayin elinde yagmur seyredilir, sonra kitabini okursun kahveni icerken, aksamda tabiki de patlamis misir ve film keyfi...Sefam olsun yahu :)) diyorum ama ben disari cikmak istiyorum :(( Kis cocugu ben nedense hicte sevemiyorum su kisi niye mi cunku katkat giyinmekten hoslanmiyorum, seviyorum light olmayi...
Neyse daldan dala atladim yine cenem dustu...Ben bu havada film kiralamak icin pijamalarimla vardim gittim Walmart'a ama istedigim filmler hep kiralanmisti, geriye de korkular kalmisti simdi ben nasil izlerim hayatta olmaz :(( Sinemaya gidim dedim usendim giyinmeye oturdum evde Ezel'i izledim:))) Ah ne sahane bir dizi bu boyle, hani herifte pek bir karizma, eskiden bir dizisini daha izlemistim ama hatirlamiyorum ismini simdi ama bu kadar yakisikli gelmezdi gozume simdi bi haller olmus ya da rolu cuk diye oturmus ondan...Son bir aydir izledigim birkac film vardi aslinda hazir konu sinemadan acilmisken...
     Malum film AVATAR'dan bahsetmicem merak etmeyin zaten herkesler bahsetti ve gercekten herkesin soyledigi kadar mukemmel, izlemeyenlerin izlemesi siddetle tavsiye edilir ama sinemada izleyin mumkunse evde degil hatta 3 boyutlu :) ben izleyemiyorum 3 boyutlu ama siz izleyin, cikinca bir fena oluyorum yer ayaklarimin altindan kayiyor falan filan...

Sherlock Holmes (Eski zaman ve kucuk detaylar gizli olup anlamak icin dikkat gerekiyor..Eski zmn kadin elbiselerini bir kere daha sevdim ama giy deseler giyemem, tasiyamam)






It's Complicated (Eski koca, onun genc sevgilisi ama tilkinin donup dolasacagi yer belli...Kadinin meslegini dusunmedim degil birzamanlar )
 Up in the Air (Cok alisilagelmedik bir is, surekli seyahat sonucu havayollarnin ve otellerin kart koleksiyonu, aile kurmaktan kacarken asik olmak ve...Dugunde yapilan fotograf koleksiyonuna bayildim)


MadeinUsa ( Peru filmi olup simdi ayni yonetmenin filmi Oscar adayi...Tasrada gecen hayat hikayesi,gelenekler vs ve sonu olmayan bir film)

King Kong ( Enteresan, guzel gorselleri olan, ayni zamanda biraz korkunc, New York sembolu King Kong iste...Kadinin kacarken bile sabahligini cikarmamasina taktim :) )



The Ugly Truth (Kizsal taktikler ogretiliyor ama erkek tatafindan...Titresim donu muhabbetine cooook guldum )



The Code / Thick as Thieves (Buyuk soygun isleri, ask ama sonunu baglayamamislardi begeniyordum ki begenmedim ) 


Bugunlerde izlemek icin sabirsizlandigim filmler ise ;

La Teta Asustada (Peru yapimi ve gecen hafta oscar'a aday secildi  ingilizcesi The Milk of Sorrow)

The Blind Side (Sandra Bullock oynuyor o yuzden izlemek istiyordum bir de Oscar adayi artik)



New York, I Love You(Boyle bir kadroda Ugur Yucel ve Fatih Akin ismini gorup izlememek olmaz)

Peru'dan Tropikal Solen

     Guney Amerika sebze ve meyva ozellikle tropikal meyva acisindan zengin bir kita...Meyvalarin hepsini severek yiyorum ve sularini evde kendim yapmaya ozen gosteriyorum.Ancak sebze konusunda buyukluklerinden sikayetciyim ve bu sebeple organik almayi tercih ediyorum...En son geldigimde bizde de artik tropikal meyvalarin bir kismi yerini almisti marketlerde ancak farkettim cok pahaliydi.Hic unutmuyorum bundan 10 sene once filan ilk defa evimize garip bir meyva girmisti ee simdi bu nasil yenilir icilir derken, ogrendik ki sut ve balla karistirilicakmis, ay halen tadini unutamam ne igrencti, o oldu ben birdaha agzima surmem bunu dedim, hic almayin tropikali batsin, neolmus benim guzelim meyvalarima...Ama gelgor ki simdi o meyva benim basimin taci:)) salatalarimin vazgecilmezi AVOKADO...
     Inanilir gibi degil, meyve sebze deyip gecsekte gurbet elde hersey nekadar kiymetli oluyor, caniniz cekmesede yok diye cekiyor iste ve buldugunuzda cok mutlu oluyorsunuz...Mesela birgun, cennet meyvasi buldum Peru'da, ay beni goruceksiniz sanarsiniz altin buldum nasil ciglikcigligayim:))) 

Buyurunuz meyva sebze solenine...

Karambola(Yildiz Limon) kesince yildiz seklinde oldugundan ben daha cok suslemede kullaniyorum 
Misirin bukadar buyugunu Tr'de gormek nasil mumkun degilse burada da kucugunu gormek imkansiz...Ilk zamanlar sut misir hastasi ben ay dedim bunlar ne, ne cirkin kafam kadar tanesi var diye ama simdide bunu degismem diyorum :) Siyah gorunen misirlar ise aslinda mor misir ve bunu chicha morada diye bir icecegi yapmakta kullaniyorlar.Boyle bizim salgam rengimizde olup tatli bir icecek.
Bunlar o kadar lezzetli o kadar sirin seyler ki neoldugunu tahmin edebildiniz mi??Sahsen ben ilk defa gordum, KARPUZ :)
Papaya, suyunu tuketmeyi tercih ettigim meyvalardan biri.Ayrica buyuk meyvalari yarim satma isi en cok bizim gibi 2 kisilik ailelere yariyordu.Hayir simdi karpuz istiyor mesela canin ama koca karpuzu nasil tuketeceksin iki kisi olmuyor tabi sonrasi israf.Boyle olunca istedigin buyuklukteki parcayi al bitir bir gunde bilemedin 2 gunde...
Patates ulkesi Peru...Binlerce cesit patates uretiyorlar ve en cokta patates tuketiyorlar...Yillar once Peru'nun Ispanyol isgalinde Ispanyollarin bulupta Avrupa'ya ulastirdigi en buyuk hazine PATATEStir.Ama ben yine de bizim bildigimiz klasik patatesi deneye deneye buldum, cunku cogu birbirine benziyor ama icleri farkli...Bazen aliskanliklardan vazgecilemiyor...
Chirimoya, cok sekerli ici beyaz yumsak sahane bir meyva...
Hormonu fazla kacmis salatalik :))

Mango, bunun da suyunu icmeyi cok seviyorum
Bu da diger hormonu kacik sebzemiz dolmalik biber...Ayrica yesilini bulabilene askolsun,her rengi var sari,turuncu,kirmizi ama yesil yok...Ayrica halka satilanlar hep boyle buyuk cunku Peru'nun klasik yemeklerinden biri bizim bildigimiz Biber Dolmasi (Rocoto Relleno) ve restaurantlarda cok tuketildiginden kucukleri onlara gidiyor...
Related Posts with Thumbnails